Balikesir Wiki
Advertisement

Yahşi Bey, Karesi Beyin ikinci oğlu. Bergama emiri. Denizci.

Yahşi beyin Aclan beyin ikinci oğlu olduğu Siyak-ı tarihinden anlaşılıyor. Biz bu kişiyi kardeşi Demir hanın hükümet ettiği zaman da Bergama taraflarında emir olarak görüyoruz. Seyyah ibn-i Batuta Bergama'yı ziyaret ettiği zaman Yahşi bey Bergama emiri idi. Seyyah ; Bergama sultanı diye adı geçen Yahşi bey'den bahsediyor. Mesalikü'l Ebsar dahi " Min memleket-i Marmara " ismi altında " Sahibuha Yahşi bin Karaşi ehûhu Demir han" diyerek Yahşi bey'den bahseder, ( . Murad hüdavendigâr zamanında Karesi mutasarrıfı olan Yahşi bey acaba bu mudur.?Bu ise Hamza bey adında bir oğlu vardır.)Türklerin Tarih-i umûmisini yazan " Dökini" dahiYahşi bey idaresinde Marmara hükümeti olduğunu beyan ederek Karesi'nin oğlu Ömer Han'ın (Dökini; Demir hanı yanlış olarak Ömer Han kaydetmiştir.)biraderi Yahşi beyin sahil-i bahr'deki (Deniz kenarındaki) dağlar üzerinde kaleleri olduğunu söyler.

İbni Batuta Bergama'yı ziyaret ettiği zaman beldenin viran olduğunu ve Bergama sultanı Yahşi Bey'in sayfiyesinde bulunup kendisinin geldiği haber verilince yemek ile güzel elbise gönderdiğini anlatıyor. Yahşi Bey'in ölüm tarihi belli değil, Memleket-i Marmara ismiyle (Saruhan vilayetindeki Dağ Marmarası isminden dolayı Memleket-i Marmara diye çevrilmiştir.)

Bergama hükümetinden bahseden Mesalikü'l- Ebsar'da şunları okuyoruz. Marmara memleketinin sahibi Yahşi Bin Karasi'dir. ki mukaddema (eskiden anlatılan )anlatılan Demir Han'ın kardeşidir. Yahşi bey bin Karasi'nin şehirleri kardeşinin idaresi altında olan beldelere batı ve kuzey tarafından komşudur. Yahşi bey bin Karasi şehirlerinin güneyi Tuğuzlu; Denizli'nin kuzeyine rastlar, on beş kadar şehri vardır. Bu şehirlerin hemen hepsi Tuğuzlu üzerindeki yüksek dağlar üzerindedir. Askeri yirmi bin kadar süvaridir. Piyade askeri yoktur. Rumlara galip olup onları daimi surette yenmişlerdir. Askeri kuvvetli ve savunmaya muktedirdirler.Rumların gemileri bunların elinden aciz kalmışlardır.Her fırsatta Rumların gemilerini zaptederler.

Gemilerin arkasında binmeye mahsus kayıkları vardır. Düşman memleketlerine arzu ettikleri zaman akın yaparak geri dönerler. Düşmanlarından hiçbir vakit korkmazlar. Şu ülkede kullanılmış olan dirhem-i halis (saf gümüşten ibaret olup başka bir maden ile karışık olmayan dirhem), gümüş dirheminin nısfıdır (yarısıdır.) Rıtli rıtl-ı mısridir.Müdd'i bir İrdebdir.(Rıtl beher kiyyesi (Okkanın diğer adı,yaklaşık 1300 gr.) kırk dirheme karşılıktır, olmak üzere oniki kiyyeye veyahut Şam'a göre altıyüz dirheme denir.Rıtl-i Mısri'nin miktarı ne kadar olduğunu tahkik edemedim. İrdep bir nevi Mısır ağırlığı olup her yerde aynı değildir.Kahire'de yüz yetmiş dokuz,İskenderiye'de iki yüz yetmiş dokuz litreye bir İrdep denir. Litre bir metre kübün onda biri kadardır.Müd veya Müt her yerde başka türlü kullanılan bir ölçek olup bazı yerlerde bir vesülüs rıtıl zahir istimaline kafi ölçektir.Sonraları 260 dirhemden ibaret ölçüye göre hesaplandı.(Tarih-i Coğrafya Lügatı) ) Kitabü't-Tarih isimli eser kendi zamanındaki Marmara hükümdarının ismi Yahşi Bin Karesi olduğunu ve bu hükümdarın Mısır ile yazışmalarında kendisine "Sûret-i hâze'l-mükâtebeti ile'l meclisi'i-âli" diye hitap edildiğini yazdığı gibi Subhu'l-A'şa sahibi Kalkaşandi dahi bundan bahseder.(Sahib-i Marmara ve kad zikr-i fi't-tarifi innehû fi zemanihi kâne Yahşi bin Karasi ve kâle in resmi'l-mükâtebeti ileyhi sûretü hâziıhi 'l-mükâtibeti ile 'l-meclisi'l-âli.(Subhu'l-A'şa.Cilt 8.sayfa.16))

Advertisement