Balikesir Wiki
Advertisement
Flagkaresi

Wikipedia'ya göre bayrak

18557441 1339964896089414 1251584983670942255 n

Karesi Beyliği veya Karesioğulları Beyliği, Karasi Beyliği veya Karasioğulları Beyliği Anadolu Selçuklu Devleti'nin gerilemesinden sonra Oğuz boyları tarafından Balıkesir-Çanakkale ve Bergama yöresinde kurulan Anadolu Türkmen Beyliğidir. Bu yöredeki ilk Türk devletidir.

Karesi Beyliğini kuran Türkmenler, Oğuzlar'ın Çepni boyundan gelmektedir. Bunu tarihçi Yusuf Halaçoğlu tahrir defterlerine göre hazırladığı Anadolu'da Aşiretler, Oymaklar, Cemaatler kitabında da ortaya koymaktadır. Zira, Karesi Beyliğini kuran ailenin soyu da Danişmentlilere dayanmakta ve Danişmentliler de Çepni boyundan gelmektedir.

Karesi Beyliği, komşusu olan Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesiyle bu beyliğe katılmıştır. Böylece Osmanlı hakimiyetine katılan ilk beylik olmuştur. İlerleyen dönemlerde Osmanlı Devleti içinde bu bölgede Karesi Sancağı kurulmuştur. Karesi beylerinin ve ileri gelen şahıslarının, Osmanoğullarının egemenliği altına girmelerini takiben, Osmanlı Devleti'nin Rumeli topraklarında yayılmasında büyük katkıları olmuştur. Balıkesir ili Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına kadar idari taksimatta Karesi ismini taşımıştır.

Etimolojisi[]

Beyliğin adının esasının Karesi (قر ه سى) veya Karası (قر ا سى) mi olduğu ve bu kelimesinin Kara-izi (قر ه ايز ى) ya da Kara İsa (قر ه عيس) kelimelerinin yumuşaması ile mi oluştuğu tam olarak bilinmemektedir.

O dönemde bölgeyi dolaşan İbn Battuta, bu beyliğe "Memleket-i Akirus" demektedir. Bu yüzden Akirus kelimesinden çıkmış olabileceği de ileri sürülmektedir. Akirus "Achirus" İslam öncesi bu toprakların adlarından biridir.

14. yüzyılın başında Batı Anadolu'nun Türk Beylikleri tarafından nasıl paylaşıldığını kaydeden Bizanslı tarihçi N. Gregoras'a göre Lidya ve Eolya'dan başlayarak Helespont (Çanakkale) ile sınırlanan Misya topraklarında Kalames ve onun oğlu Karasis hüküm sürmekteydi. Kantakuzenos'un eserinde ise Kalames'in oğlu Karasis'in hissesine Lidya'ya kadar olan Misya topraklarının düştüğü ve buraya Karasia denildiği belirtilnmektedir.

Balıkesir açısından önemi[]

Anamadde: Karesi döneminde Balıkesir

  • Balıkesir kenti ortaya çıkmıştır.
  • Balıkesir Karesililer tarafından kurulmuştur.
  • Osmanlının yükselmesine ve Balkanlara geçmesine yardımcı olunmuştur.
  • Döneminin en parlak şehirlerinden biridir Balıkesir.
  • Ayrıca Bkz. Balıkesir Namazgahı

Beyliğin Kuruluşu[]

Karesi beylki

Toprakları

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Oğuz boyları, Anadolu'nun batısına yerleşmişler ve buralarda Uç Beylikleri kurmuştur. Uç Beyliklerinin görevi ise Anadolu Selçuklu Devleti sınırını korumaktır. Marmara sahilleri, Çanakkale bölgesi, Edremit Körfezi, Kizikos ile sınırlandırılan bu bölgeye, Anadolu Selçuklu Devleti'nin önemli komutanlarından Karesi Bey (Kara İsa), babası Kalem Bey ve Germiyanoğlu Yakup Bey, beraberinde büyük bir Türkmen grubu ile gelmiştir. Balıkesir ve çevresinin alınmasında Germiyanoğullarının katkısı olmuştur. Karesi Bey muhtemelen 1296-1297 yıllarında Erdek, Biga, Edremit, Bergama, Çanakkale hariç Balıkesir merkez olmak üzere büyük Misya sahasını Germiyan kuvvetlerinin desteğiyle ele geçirdiler. Karesi Bey, Anadolu Selçuklu Devleti'nde Marmara ve Ege kıyılıarının yönetiminden sorumlu bir uç beyi olduğu için kendisine Sahiller Emiri anlamına gelen Emir-ül Savahil ünvanı verilmiştir. Karesi Bey'in soyu, Danişmendlilerin kurucusu olan Danişment Gazi'den gelmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından önce diğer Uç Beyleri gibi Karesi Bey de Batı Anadolu'daki Büyük ve Küçük Misya'da bağımsızlığını ilan ederek, bölgede Karesi Beyliği'ni kurmuştur. Karesi Beyliği'nin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 1296 ile 1300 yılları arasıdır. Fakat Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı uç beylerinin büyük bir çoğunluğu 1299 yılında bağımsızlıklarını ilan ettikleri için Karesi Beyliği'nin kuruluş tarihi 1299 yılı kabul edilmektedir.

Karesi Bey dönemi[]

KaresiBeytemsiliresim

Karesi Bey (temsili resim)

Bizans İmparatoru II. Andronikos Palaiologos, Batı Anadolu'daki Türk yayılmasını önlemek için Alanlar ile işbirliği yapmıştır. 1300 yılında oğlu IX. Mikhail Palaiologos komutasındaki Bizans-Alan kuvvetleri, Manisa'daki Gediz Nehri civarında karargâh kurmuşlardır. Karesi orduları ile savaşan Bizans-Alan kuvvetleri başarısız olmuş, Alanlar geri çekilip savaşı bırakmışlardır. 1301-1302 yıllarında topraklarını savunamayan II. Andronikos Palaiologos, paralı asker olarak kiraladıkları adamları Karesi Türkmenleri üzerine salmıştır. 1304 Ocak ayının ilk günlerinde Bizans İmparatorluğu, Katalan Paralı Asker Birliği adlı bir askeri birlik kiralayıp bu askerleri Kizikos bölgesine göndermiş ve bu bölgenin altı mil ötesinde bir su kenarında eşleri ve çocukları ile yaşayan, Edincik bölgesine yerleşmek isteyen bir Türk boyunu katletmiştir. Katalanların ani hücumuna uğrayan Türkler, beş bine yakın kayıp vermiştir. Katalanlar, on yaşın üzerinde bütün erkekleri öldürmüş, bölgeyi yakıp yıkmıştır. Bu yüzden Karesi Beyliği, 1302-1308 tarihleri arasında bir durgunluk dönemi yaşamıştır.

İlhanlı Devleti veziri Emir Çoban, Anadolu'ya teftişe geldiğinde Ulubey makamında bulunan Germiyanoğulları Beyi Yakup Bey kendine bağlı beyler ile birlikte Emir Çoban'ın makamına giderek bağlılıklarını arz etmişlerdir. Bu beylerin arasında Karesi Bey de vardır.

Anadolu Selçuklu Devleti'nde Sarı Saltuk ismindeki bir reis kumandasında, 10.000 ile 20.000 arası nüfusları olan Batıni mezhebindeki bir Türkmen aşireti, Sinop sahillerinden gemilere binerek önce Kırım'a oradan da Aktav Tatarlarının reisi Şehzade Nogay'ın emri ile Rumeli'deki Dobruca (Dobriçe) bölgesine ve 1264 yılında Kiligria-Romanya'ya geçmişler ve oralara yerleşmişlerdir. Hoca Ahmet Yesevi'nin halifelerinden biri olan Sarı Saltuk, Hacı Bektaş-ı Veli'ye yardım için gönderilmiştir. Sarı Saltuk'un 1280-1281'de Babadağ'da ölmesi üzerine, daha fazla Bulgar ve Rumların baskısına dayanamayan

Türkmenlerin bir kısmı 1306 yılında Ece Halil adlı bir reisin emrinde gemilere binip Trakya üzerinden Çanakkale-Lapseki Yöresi'ne geçmiştir. Bütün eşya ve hayvanatıyla bu topraklara gelen Türmenler, Karesi Bey tarafından iyi karşılanarak Karesi ve havalisinde iskan edilmişler ve beyliğin topraklarının değişik bölgelerine ve özellikle Kaz Dağı'nın kuzey eteklerine Dağobası ve Evciler bölgesine yerleşmişlerdir. Bu Türkmenlerin önemli bir kısmı da bugün Havran'a bağlı Sarnıçköy'nü yurt tutmuşlardır. Bu halk Şamanist inanacına göre kutsal sayılan Kaz'ın adını da İda Dağı'na vermişlerdir. Karesi topraklarına yerleşen Türkmenler, bölgedeki Türk nüfus ve kuvvetleri artmıştır. Karesi Bey, kendi ismiyle anılan Beyliğinin sınırlarını, Bizans İmparatorluğu'nun zayıflığından ve beraberinde bulunan Ece Halil'in adamlarından faydalanarak daha da genişletmiştir. Ayrıca İç Anadolu'da Moğolların saldırılarından kaçan Türk boyları da Karesi Beyliği'ne sığınmıştır. Bu boylar arasında Çepni boyları da mevcuttur.

1308 yılında Bayramiç ve Ezine çevresinde bir Türkmen Prensliği kurulmuş fakat bu Beylik aynı yılda Karesi Beyliği'ne bağlanmıştır.

Karesi Bey, 1330 yılından önce ölmüştür. Tam ölüm tarihi bilinmemektedir. Karesi Bey ölünce onun için bir türbe yapılmıştır.

Ajlan Bey dönemi[]

Karesi Bey'den sonra Beyliğin başına Ajlan Bey geçmiştir. Ajlan Bey zamanında, Osmanoğulları Beyliği ile iyi ilişkiler kurulmuştur. Hacı İlbey, Ajlan Bey'in vezirliği hizmetinde bulunmuştur. Yine de Ajlan Bey'in kimliği netlik kazanmamış, Demirhan Bey veya Yahşi Bey olduğu ileri sürülmüştür.

Beyliğin bölünmesi ve yıkılışı[]

Ajlan'ın ölmesiyle, Demirhan Bey geçmiştir. Ajlan Bey'in ikinci oğlu Yahşi Bey ise Bergama'nın yöneticisi olmuştur. Ajlan Bey'in küçük oğlu Dursun Bey ise Bursa'da Orhan Gazi yanında bulunmuştur. 1333 yılında seyyah İbn Battuta, Balıkesir'i ziyaret etmiştir.

Karesi Beyi, hem Marmara hem de Ege sahillerine kıyısı olan beyliğinde büyük bir donanma kurarak Rumeli'ye iki kere sefer düzenlemiştir. Karesi Beyin (hangi hükümdarın olduğu belirsiz, büyük ihtimal Yahşi Bey) ilk deniz seferi 1331 tarihinde 70 tekne ile Akdeniz'den Ferres'e (Ferecik, veya Kara Feriye) düzenlediği seferdir. İkinci deniz seferi ise 1333 tarihinde 60 tekne ile Akdeniz'den Aynaroz Yarımdası'na düzenlediği seferidir. Bu yıllarda Karesi Beyliği, deniz gücü bakımından komşusu olan Osmanoğulları Beyliği'nden daha güçlüdür. Demirhan Bey halkına kötü davranmıştır. Bu durumdan şikayetçi olan halk ve beyliğin ileri gelenleri; Bursa'daki Dursun Bey'i davet etmiştirler. 1345 yılında Orhan Gazi ile birlikte gelen Dursun Bey, Bergama kalesine sığınan abisi Demirhan Bey tarafından öldürülmüştür. Bu duruma çok üzülen Orhan Gazi, halkın ve ileri gelenlerin de isteği üzerine 1361 yılında Karesi Beyliği topraklarını Osmanlı topraklarına katmıştır.

Beyliğin yıkılışından sonra[]

Karesi Beyliği'nin tarih sahnesinden çekilişi ve yerini henüz devlet olma aaşamasında bulunan Osmanlı Beyliği'ne bırakışı, ileride güçlü bir devlet hâline gelecek olan Osmanlılar için askeri ve siyasi genişleme açısından önemli bir adım olmuştur. Orhan Bey'in oğlu Süleyman Paşa, Rumeli'ye geçişim gerek hazırlık döneminde gerekse icraat sırasında Karasi ümerâsının yardım ve desteklerini gördü. Yeni fethedilen Rumeli topraklarını Türkleştirmek için Anadolu'dan getirilen Türk nüfusu arasında Karasi ilinden gelenler, Gelibolu yarımadasına yerleştirildiler. Yıldırım Bayezid, Saruhanoğulları Beyliği'ni 1390'da ele geçirdikten sonra Saruhan ve Karasi vilayetlerini birleştirerek oğlu Ertuğrul'a verdi. Daha sonraysa Bayezid'in oğullarından İsa Bey, Karasi Vilayeti'ne tayin edildi. Karesi Beyliği, Ankara Savaşı sonrasında Timur'un kendilerine bağımsızlık verdiği öteki beylikler gibi yeniden bir canlanma dönemi yaşamadı. Bununla beraber Karasi adı Osmanlı idaresi altıda varlığını uzun süre korudu ve 1393'te kurulan Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı sancaklardan biri oldu.

Kitabeler[]

Cuneyt

Cüneyt köprüsü:Karesi Beyliği'nden kaldığı sanılmaktadır

Karesi Beyliği'ne ait, Tokat Müzesi'nde bulunan Kutlu Melek ve Mustafa Çelebi'ye ait iki mezar taşı dışında hergangi bir kitabe bulunamamıştır.

Jeolojik açıdan değer taşıyan Kutlu Melek ve Mustafa Çelebi'ye ait olan bu kitabelerde yer alan şecereye göre, Karesi Beyliği sülalesi, 11. yüzyılda kurulmuş bir Türkmen beyliği olan Danişmendlilere dayanmaktadır. Bu kitabe haricinde, Karesi Beyliği sülalesin Danişmendlilere dayandığını gösteren başka bir kaynak yoktur. Adı geçen kitabeler, ilk olarak İsmail Hakkı Uzunçarşılı tarafından yayımlanmıştır.[27][28] Karesi Beyliği zamanından kalma en eski kitabe 1300 tarihli (Hicri 700) olup Hakimzade veya Kurşunlu Camii'n kurucusu Mevlâna Yusuf Sinan'ın mezar taşıdır. Baş taşın iç tarfında şöyle yazmaktadır:

Kâle'n-Nebiyyü aleyhisselam el-müminûne lâyemûtûn. Nukıle min dari'l-fenâ ilâ daril-bakâ.

Baş taşın dış tarfında şöyle yazmaktadır:

Tuviffiye el-merhûm el-mağfur el-âlim el-âmil Mevlâna Yusuf Sinan bin Habîb el-Kâdi bi İbn-i Hakîm fi'ş-şehri cemâziye'l-âhir sene seb'a miye.

Yayılma Alanı[]

  • Bugünkü Balıkesir Vilayetinin tamamı (Marmara Adaları hariç)
  • Bugünkü Çanakkale Vilayeti (Biga, Bozcaada ve Gökçeada hariç)
  • Bugünkü İzmir Vilayetinden: Bergama, Kınık, Dikili, Kozak
  • Bugünkü Manisa Vilayetinden: Kırkağaç

Özellikler[]

  • Karesi Beylerinin seceresi Danişmentlilere dayanmaktadır.
  • Karesi Beyleri, yönetici sınıfı ve gelen Türkmenlerin bir kısmı Çepni boyundandır.
  • Türkmenler Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Kastamonu yörelerinden gelmişlerdir.
  • Karesi kimi tarihçilere göre kudretli efendi anlamına gelmektedir. Bazı yazarlara göre ise, Balıkesir'in eski ismi olan "Akirus" kelimesinden evrilmedir.
  • Son araştırmalara göre beyliğin 1296-1297 yılında bağımsız olduğu ileri sürülmektedir.
  • Balıkesir şehir merkezi, bir "Türkmen" şehri olarak tahminen 1296-1297 yılında Bizans malikane kalıntıları üzerine Karesi Bey tarafından kurulmuştur.
  • Karesi Beyliği'nin 20 binden fazla süvarisi bulunmakta idi.
  • Karesi Beyliği'nin 100 kadar savaş teknesi bulunmakta idi. Ve bu savaş tekneleriyle Rumeli'ye seferler yapılmaktaydı ve bu seferlerden en büyük ikisi beyliğin Bergama kolunu yöneten Yahşi Bey tarafından yapılmıştır.
  • Karesi Bey'e ve Beyliğin Bergama kolunu yöneten oğlu Yahşi Bey'e Sahillerin Emiri denmekteydi.
  • Karesi Beyliği 1334 yılındaki büyük Bizans-Karesi deniz savaşını kaybetmiş ve savaş tekne sayısı 20'nin altına düşmüştür. 5000 şehit verilmiştir.

Kitaplık[]

  • Zerrin Günal Öden. "Karasi Beyliği" , Türk Tarih Kurumu Yayınları (1999), ISBN 9751610028.
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı "Karesi Vilâyeti Tarihçesi" , Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı (2000), sf.68. ISBN 975-94473-3-9.
  • Niyazi Akşit-Ferruh Sanır. "A'dan Z'ye Genel Bilgi Ansiklopedisi", (1981) sf.790.
  • Hakkı Uzunçarşılıoğlu. "Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri", (1937) sf.33,34,35.
  • Nicephorus Gregoras (1829). Historai Romae I (Roma Tarihi I) (Latince dilinde), sf. 214-215.
  • İoannes Kantakuzenos (1828-1832). “II”, Corpus Scriptorum Historiae Byzantinae (Latince dilinde), sf. 507, Von L. Schopen.
  • Dr. Abdülmecit Mutaf. Salnâmelere Göre Karesi (1847-1922), (2003) Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı, sf.6,7., ISBN 975-94473-5-5.
  • Karasioğulları Beyliği (Türkçe). Enfal.
  • Mustafa Çetin Varlık (1974). Germiyanoğulları Tarihi (1300-1429) (Türkçe dilinde), sf. 9.
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1927). Kitâbeler I (Türkçe dilinde), sf. 43-44, İstanbul: Devlet Matbaası.
  • Öden, Zerrin Günal. "Bizans İmparatorluğu'nun Türklere Karşı Alan ve Katalanlar ile İttifakı". İst. Üni. Edb. Fak. Tarih Dergisi sayı: 35 (1994): sayfa 123-129
  • Aksaraylı Kerimeddin Mahmud. "Müsameret-al Ahyar ", sf.42.
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı (2003). Osmanlı Tarihi I. Cilt (Türkçe dilinde), sf. 124, Ankara: Devlet Matbaası. ISBN 975-16-0011-1.
  • Aşıkpaşazade (H. 1332). Tevârih-i Al-i Osmân (Osmanlıca dilinde), sf. 44-45, İstanbul: Miralay Ali Bey.
  • Aktepe, M. Münir. "XIV ve XV. Asırlarda Rumeli'nin Türkler tarafından İskânına Dair". Türkiyat Mecmuası X (İstanbul 1953): sayfa 300
  • Tuncer Baykara (1988). Anadolu'nun Tarihi Coğrafyasına Giriş I. Anadolu'nun İdarî Taksimatı (Türkçe dilinde), sf. 85, İstanbul: Türk Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Yayınları.
  • Claude Cahen (1994). “Karasi mad.”, Osmanlılar'dan Önce Anadolu'da Türkler (Türkçe dilinde), sf. 628, İstanbul: Türk Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Yayınları.
  • B. Karamağaralı. "Sivas ve Tokat'taki Figürlü Mezar Taşlarının mahiyeti hakkında", SAD, II, Ankara 1971, sf.85-86.
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı "Karesi Vilâyeti Tarihçesi" , Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı (2000), sf.110,111. ISBN 975-94473-3-9.

İç bağlantılar[]

Advertisement